1970’li yılların son çeyreği 1980’li yılların ilk yarısıyla birlikte dünya ticaretinin hızla gelişmesi ve küreselleşmenin ilk adımlarının atılmasıyla, şirketler daha önceleri gereksinim duymadıkları faaliyet alanlarına ihtiyaç duymaya başlamışlardır. Şirketlerin kendi alanları dışındaki alanlarda faaliyet göstermeleri ve uzmanlaşmaları maddi açıdan şirketleri zorladığı gibi kendi öz alanlarına yeteri kadar odaklanamamalarına sebep olmaktadır. Bu durum şirketleri kendi alanları dışındaki ihtiyaç duydukları alanlara dış kaynaklardan ulaşmaya yöneltmiştir.Dış kaynak kullanımı ilk olarak 1980’li yıllarda kullanılmaya başlansa da yaygın olarak kullanımı dünya ticaretinin son derece hızlı bir şekilde gelişmeye başladığı 1990’lı yıllara dayanmaktadır.
Dış kaynak kullanımı Oxford English Dictionary’de ilk kez 1979 yılında yer almıştır.Dış Kaynak Kullanımı ifadesi de 1981 yılında Business Week’te çıkan bir makalede ilk kez literatürde kullanılmıştır. Oxford English Dictionary DKK’yı “Bazı mal ya da hizmetleri, bir sözleşme kapsamında organizasyonun dışındaki bir kaynaktan sağlama” olarak tanımlamaktadır.
Bilişim teknolojilerinin 1990’lı yıllarla birlikte hızla gelişmesi tüm sektörleri bilişim teknolojilerini etkin bir şekilde kullanmaya mecbur bırakmıştır. Bu doğrultuda bilişim teknolojileri ihtiyaçlarını karşılamak isteyen şirketler yetişmiş personel, yazılım, donanım gibi birbirinden farklı alanlara yatırım yapmak zorunda kalmışlardır. Tüm bu girdilerin maliyetleri şirketleri oldukça zorlamakta ve zaman kaybına sebebiyet vermektedir. Bu durum şirketleri bilişim teknolojileri ihtiyaçlarını Dış Kaynak Kullanımı (DKK) ile karşılamaya yöneltmiştir.